Temel İnançlar “Ben Değersizim, Başarısızım, Sevme
08.08.2022 11:22:13 274 Kişi görüntüledi
Temel inançlar; çocukluktan başlayarak, insanlar; kendileri, diğer insanlar ve dünya hakkında bazı fikirler geliştirir. En temel ve en derindeki inançlar dünya ve diğer insanlarla olan ilk deneyimler sonucu biçimlenir. Temel inançlar genel değişmez doğrular olarak kabul edilir, siyah/beyaz şeklindedirler, genelenmişler ve sorgulanamazlar. Bu yüzden bu inançlar katı bir şekilde hafızaya ve bilince kaydedilir.
Temel inançlar yaşanılan bir olay ile aktive olduğunda, birey algı olarak kendisini ve dünyayı o senaryonun içinde görür. Zamanla yani seçici hatırlama yoluyla geçmişte yaşadığı olumsuz anılarını tekrardan hatırlamaya başlar. Bu süreçte kişinin dikkati seçici olarak temel inancı doğrulamaya başlarken, bu inancı desteklemeyen bilgileri ise dikkate almaz ve bilgi işleme sürecine almaz. Daha basit anlatmak gerekirse, kişi kendisine ters düşen bilgi ve düşünceyi önemsizleştirip dikkate almayacaktır. Bu şekilde temel inancını sürdürmeye devam eder.
Temel İnançlar Nasıl Ortaya Çıkar?
Temel inançlar genelde stresli olaylar ile (boşanma, ölüm, iş kaygısı, işini kaybetme, ayrılık, başarısızlık, sınav kaygısı, gelecek ile ilgili stres-kaygı gibi…) karşılaşana kadar ortaya çıkmayabilir. Örneğin; “ben sevilmeyecek biriyim” gibi bir temel inanca sahip birini düşünelim. Böyle bir insan “ ben değersizim, çekici değilim, eninde sonunda terk edileceğim, istenilecek biri değilim” gibi düşünceler ile sürekli mücadele eder. Ama temel inançlar hala aktif değildir çünkü aktif olmaması için çeşitli yollar denemektedir. Böyle bir evlilik düşündüğümüz zaman, kadın/erkek sürekli eşini memnun etme hareketlerinde bulunur ve böylece eşinin onu seveceğine inanır. Ama eşi onu terk ederse veya kavga edip evden çıkarsa bu inanç hemen aktifleşir ve onu depresyon, kaygı karşısında savunmasız bırakır.
Temel inançlar çocukluktan gelir demiştik. Örneğin; çocuğunuzun çok istediği bir şey vardır (Lego, defter-kalem, robot…) ve siz ona “bu sana göre değil, olmaz yapamazsın zaten…” gibi etkileşimlerden bulunduktan sonra o kendi kendine bir temel inanç oluşturur ve ondan sonraki benzer şeyler için “ben zaten yapamam, yetersizim, başarısız olacağım..” der ve başarısızım temel inancını geliştirir. Ondan sonraki süreçlerde yaşayacağı olumsuz bir olayda (sınavda başarısızlık, okumada güçlük, matematik..) aktifleşmek için bekleyen temel inanç onu ele geçirmeye hazırdır. Devamı yukarıda da söylediğim gibi birçok psikolojik bozukluğa, hastalığa zemin hazırlar.
Tedavisi İçin;
Bilişsel Davranışçı Terapinin ana konularından biri bu aslında. Var olan, kabul görülen temel inançları (ben yetersizim, başarısızım, mükemmelim, dünya çok kötü bir yer..) daha iyi olanlarla değiştirme gerekir. Bu bazen uzun bazen de kısa sürebilir yani tamamen terapinin gidişatına bağlı bir şey olacaktır. Örneğin; “ben yetersizim” inancına sahip biri için farklı bir düşünce-inanç geliştirilmeli. Bu “ben bazı konularda yetersizim ama bazılarında yeterliyim. Bu normal” düşüncesi getirilmeli. Böylece daha iyi daha pozitif ve kaliteli bir hayat sürecektir.
Uzman Klinik Psikolog Ömer Kurt
Bu Konuyu Paylaş; Facebook Twitter Linkedin